Rotamızı; mimari yapıları, kültürel mirası ve köklü tarihiyle herkesi büyüleyen bir başkente çeviriyoruz. 603 bin 549 km2’lik yüzölçümüne sahip olan Kiev, yaklaşık 2 milyon 884 bin kişilik nüfusuyla Ukrayna’nın en kalabalık şehri olma özelliğini taşıyor.
Tarihi 5. yüzyıla kadar uzanan geçmişi ile Kiev, Doğu Avrupa’nın en eski şehirlerinden biri. İlk kez 9. Yüzyılda Doğu Slavları tarafından başkent olarak anılmaya başlayan bu güzel şehir, 10. ve 13. yüzyıllar arasında Kiev Knezliği’nin yönetim merkezi olarak en iyi dönemini yaşamış. 1775 yılında Rus İmparatorluğu’nun egemenliği altına girmiş ve sonraki 2 yüzyıl boyunca Rus kontrolünde kalmış. Yüzyıllardır süregelen varlığıyla Doğu Slav devletinin merkezi olan şehir, 1991 yılında Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla bağımsızlığını ilan ederek Ukrayna’nın başkenti olmuş.


Peki tarih kokan bu şehirde nereleri gezip görmeliyiz? Bizim gezilecek yerler listemizin ilk sırasında da Ukrayna ve Kiev’in en önemi meydanı olan Bağımsızlık Meydanı geliyor. Şehrin merkezi kabul edilen bu meydan, geçmişten günümüze birçok önemli etkinliğin ve gösterinin merkezi olmuş. Hem turistik yerlere hem de gece hayatına yakınlığıyla Bağımsızlık Meydanı civarı konaklamak için en ideal bölge olarak öne çıkıyor.
Kiev’de uğranması gereken bir diğer durak ise dünyanın en ilginç müzelerinden olan Kiev Mikro Minyatür Müzesi. Turistlerin yoğun ilgi gösterdiği bu eşsiz müze, her yıl on binlerce insan tarafından ziyaret ediliyor. Dünyaca ünlü Ukraynalı minyatür ustası Nikolay Syadristıy’ın özel bir teknolojiyle yaptığı el ürünü eserler, yalnızca mikroskop yardımıyla görülebiliyor. Müzede Rembrandt’tan Ernest Hemingway’e, Yuri Gagarin’den Abraham Lincoln’e birçok tanınmış ismin de portreleri yer alıyor.
Dünyanın en küçük kemanı, kitabı, saati, kilit ve anahtarı, elektrik motoru, toplu iğne deliğinde deva kervanı, satranç tahtasına ve daha birçok ilginç esere ev sahipliği yapan müze, Guinness Rekorlar Kitabı’nda da yerini almış durumda.
Kiev için her köşesinde sanatın izlerini görebileceğiniz bir şehir desek abartmış olmayız. Bunun en çarpıcı örneklerini ise Kiev sokaklarında görüyoruz. Duvar sanatının oldukça büyüleyici örneklerine ev sahipliği yapan şehirde, sanat sokaklara taşmış durumda. Binaların arasında yürürken bir sergiyi geziyormuş hissine kapılmanızı sağlayan farklı sanatçıların devasa boyutlardaki çalışmaları, Kiev sokaklarını renklendirirken, gören herkesi adeta büyülüyor.


Kiev’de gezilecek duraklar saymakla bitmiyor. Bu tarih ve kültür başkentine geldiğinizde uğramadan dönmemeniz gereken diğer yerler arasında; Aziz Sofya Katedrali, Büyük Vatanseverlik Savaşı Müzesi ve Anavatan Heykeli, Altın Kapı, St. Vladimirskaya Katedrali, 2. Dünya Savaşı Müzesi, Ulusal Opera Evi, Pirogovo Açıkhava Müzesi ve Mariyinsky Sarayı gibi noktalar yer alıyor. Şehirde gezecek bu kadar çok yer olması sizi endişelendirmesin çünkü Avrupa’nın en başarılı ulaşım ağına sahip olan Kiev’de, bir noktadan başka bir noktaya ulaşım hem kısa süreli hem de oldukça düşük maliyetli. Eğer siz de hem doyasıya eğlenmek hem de tarihi dokunun büyüsüne kapılmak istiyorsanız Kiev kesinlikle görmeniz gereken şehirlerin başında geliyor. Bu büyüleyici şehir; tarihi, doğası, mimari yapıları ve kültürel çeşitliliğiyle herkesi kendine hayran bırakmaya devam ediyor.